Türkiye’deki son deprem neden bu kadar ölümcül oldu?

Türkiye’deki son deprem neden bu kadar ölümcül oldu?
Bu soruya verilen şaşırtıcı derecede yanlış cevaplara rağmen, yıllarca deprem bölgesinde yaşamış biri olarak, azalan sırayla aşağıdaki nedenleri önerebilirim.
- Büyüklükler yüksekti. San Andreas fayında Big One’ı hayal edin. Ardından, merkez üssü yakın olan başka bir Büyük Bir’i saatler içinde hayal edin. Bunlar, deprem bölgeleri olan Türkiye ve Ortadoğu’da açık ara bir asrın en büyük depremleriydi.
- Yıkım alanında üç farklı sismik levhanın birleşmesi, iki tepe noktasının öncesinde, arasında ve sonrasında bölgeyi sarsan yüzlerce küçük deprem anlamına gelir. Daha önce birçok sismolog, sadece 100 km uzunluğundaki bir fay hattının, sırasıyla 7.7 ve 7.6’da ‘500 nükleer silah’ büyüklüğünde bir deprem üretmesini beklemiyordu.
- Binaların kanunen Richter ölçeğine göre 8.0 büyüklüğündeki depremlere dayanacak şekilde inşa edilmesi gerekiyor ama kimse kısa bir fay hattı olan bölgede 7.7 ve 7.6 büyüklüğünde çifte deprem beklemiyordu. Türkiye’de inşaat mühendisliği hem bilimi hem de uygulaması küresel standartlara göre görece ileri düzeyde olmasına rağmen, birçok inşaat müteahhidi, hatta inşa ettiği işi hareket ettirenler bile, tasarımcıların talep ettiği malzemelerde tam anlamıyla ilerlememiştir. Bunu yapanlar, bölgenin her yerindeki TOKİ toplu konut sitelerinde olduğu gibi, felaketten hiç etkilenmedi.
- Katı hükümet düzenlemeleri ve kağıt üzerinde denetimler olması gerekse de, yerel inşaatçılar her zaman yetkilileri kandırmanın yollarını bulabilirler. Bu, inşaatçılar ve belediye yetkilileri arasında gizli anlaşmaların olduğu küçük şehirlerde daha kolay hale geliyor.

- 1999’da meydana gelen 7.2 büyüklüğündeki yıkıcı Marmara depreminden önce inşa edilen eski binalar ve onu takip eden yönetmelik, daha sonra eskisi kadar katı bir şekilde yıkılmadı. Örneğin, yıkılan az sayıdaki devlet binalarından biri olan brütalist dev İskenderun Devlet Hastanesi’nin yakın zamanda tehlike arz ettiği bildirildi ve yıkım kararı verildi, ancak önce yeni bir hastane yapılması gerektiğinden hemen harekete geçilmedi.
- 12 milyondan fazla nüfusa sahip 10 ili ve 30 il ve büyük kasabayı vuran iki büyük deprem nedeniyle, daha önce etkili olan Türkiye’nin müdahalesi kritik saatlerde yetersiz kaldı. Devlet acil durum sistemleri, aynı anda vurulan 30 farklı merkeze müdahale etmek için felç oldu.
- İnsanları enkazdan çıkarmak çok sayıda insan, uzman ve ağır makine gerektirir. 40 bin yıkılmış veya ciddi şekilde hasar görmüş bina ile ilk müdahale, arama kurtarma, hükümet, güvenlik, ordu, yardım kuruluşları ve ulusal ve uluslararası gönüllülerin derhal bu bölgelere yönelmesine rağmen etkili olamadı.
- Normalde daha ılıman, daha sıcak bir iklime sahip bir bölgede yoğun yağışla birlikte sıcaklıkları sıfırın altına düşüren o gün ani bir soğuk hava dalgası oldu. Normalde erken uyarı depremlerinden sonra dışarıda kalan birçok insan bunu yapamadı ve evlerine geri dönmek zorunda kaldı. Daha sonra aradığım ve alelacele, bazen ayakkabısız dışarı fırlayan insanlar, ilk Büyük Olan’dan sonra bile uzun süre dışarıda kalamadılar. Sonuç olarak, birçoğu ezmek ve dondurmak arasında karar vermek zorunda kaldı.
- Uluslararası kurtarma ekiplerinin desteğine rağmen, çöken binaların altında mahsur kalanlar, soğuk ve seyreltilmiş yoğun kurtarma çalışmaları nedeniyle öldü.Yıkımın Türkiye ekonomisiyle hiçbir ilgisi olmadığı, teknoloji eksikliği, malzeme eksikliği, yetersiz finanse edilen kurtarma hizmetleri, Türkiye’deki beş milyon Suriyeli mülteci, hükümetin yanıt vermeyi reddetmesi, bölgedeki hayali bir Kürt çoğunluğu ile ilgisi olmadığı sorusuna bilgisiz aceleci cevapların aksine, HAARP, deprem silahları ve diğer kurgusal açıklamalar.
İki Büyük, vurulan onlarca şehir, uyumsuzluklar ve dondurucu soğuk hava, Türkiye’nin ve bölgenin 12 bin yıllık Göbekli Tepe (sarsılmış ama etkilenmemiş) tarım sonrası tarihindeki savaşlar hariç en büyük yıkımı bir araya getirdi.
Muhtemelen 100.000 mertebesinde ölüm, bunun civarında yaralı ve evsiz veya bunun 20 katını ciddi şekilde etkiledi.
Yine de bu beladan Allah’ın izniyle kurtulacağız.
Uluslararası tepki güzeldi. Yunanistan, Ermenistan, Hindistan, İsrail ve diğerleri de dahil olmak üzere siyasi olarak en çok farklılaştığımız ülkeler arama kurtarma ekipleri gönderdi. ABD ve diğerleri hastane hizmetleri için gemiler gönderdi. Minnettarız. İnsanlığın bir araya geldiği zamanlar.
Prof. Kutluk Özgüven